ŞİİRDE ZEYTİN

Şiirler'de Zeytin

Ay Zeytin Gece
Kamçılı karanlıktı geldin üstüme
Bütün masalları dolaştın
Ay zeytin gece
Ay vurmuştu alnına
Pençemlerin
Tokat akıtması
Yorgundu atılmış yılan derisi
Değiştirilmiş güvercin gömleği tende
Nereye gidiyorsun, dedim
Zeytinlerin arasından
Siste silinip gendered yollar
Aydı zeytindi geceydi
Korkmadım bağırdım ardından
Aydaki zeytindeki gecedeki delikanlı
Nereye böyle
Aldı rüzgar sesimi duyurmadı
Vurdu geçti durduğum yeri
Gümüşünü silkeledi yüzüme
Atının kanatları
Ben öldüm, ölüm bulunamadı
Kamçılı bir karanlıktı
Hikayemin gecesini dürdüm de
Kimse çıkamadı dışarı
Ay kaldı zeytin kaldı gece kaldı
Sis kaldı yollar kaldı
Karanlıktı
Murathan Mungan


SİTEM
önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.

Yar yar !.. Seni kara saplı bir bıçak gibi
sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var.
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU

Evvel zaman içinde
Beş adet yeşil zeytin ağzımda, iki dilim çalıntı portakal
günlerce biriktirdiğim, çileli tekirdağlarım masada
beyaz peynir, çay kamışlı bardaklar parka
yalandan da bi arabesk sarıyor teypte
komşudan istemişim ekmeği, kuru,
bir de acı roka maydanoz almıştım, otobüste yanımda oturan abiden
başımı masaya dayamışım, terli terli,
su düşlerken
beni seyre koyulmuş bir arkadaş sevgilisi
divana uzanmış, yorgun gibi toplumdan
pide yemekte şimdi, teori ve pratikte beni süzerken
yatağımın altında gazeteler, kitaplar ve şarap şişeleri
kapı arkasında elbiselerim, hepsi birbirinden yorgun
üstelik ben gelirken bu dünyaya iki yatak ücreti ödemişim
daha rahat edeyim diye
radyasyonum kapitalizm
bulaşmasın bana isterseniz bu defa
vapurlarla trenlerle güzel kızlar kaçırayım,
bir rapunzel alsın beni babil kulesine
sen yine beni seyret bu defa, arkadaş sevgilisi
sen benimle yaşamayı adet edindin bu ara
bunlarda senin hazırlıksız aşk kazaların zaten
gidiyorum işte kendiliğimden, sakince,
beklersem arkadaşımın yüzüne bakamam artık,
sabaha kadar, güneş, eltisi rüzgar ve ben
kapanacağız taş biriktirdiğimiz odaya...
dikkat et yine beni
parmakla gösteriyorsun...
iyi geceler, arkadaş sevgilisi...
Umut "Cyrano" TAYDAŞ

Seviyorum Seni
Seviyorum seni, ekmegi tuza banıp banıp yer gibi
Geceleyin atesler icinde uyanarak
Agzimi dayayıp musluga su icer gibi

Ne zaman seni dusunsem
Bir ceylan su icmeye iner
Cayirlari buyurken, buyurken gordum gulum her sabah
Her aksam seninle,
Yesil bir zeytin tanesi, bir parca mavi deniz alir beni

Seni dusundukçe, gul dikiyorum ellerimin degdigi yere
Atlara su veriyorum

Ne zaman seni dusunsem
Bir ceylan su icmeye iner
Çayirlari buyurken, buyurken gordum gulum her sabah
Her aksam seninle,
Yesil bir zeytin tanesi, bir parca mavi deniz alir beni

Seni düşündükçe, gül dikiyorum ellerimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum daglari gulum
Her aksam seninle,
Yesil bir zeytin tanesi, bir parca mavi deniz alır beni

Seviyorum seni, ekmegi tuza banip banip yer gibi
Geceleyin atesler icinde uyanarak
Agzimi dayayıp musluga su içer gibi
Nazım Hikmet

Zeytin
Gözlerini mi boyadın sen, görüşmeyeli?
Bu solgun bakışlarının nedeni ne peki?
Niçin bu durgunluğun?
Bu arada ellerin niye titriyor?..
Duygularının yaşlılığı mı yansıyor yoksa ellerine?
Gözlerin,
Bir geceyarısı çığlığı kadar siyah gözlerin...
Gözlerin nerede, niçin kapıyorsun gözlerini?
Acaba hasret limanlarımıza demirlenmiş halde duran bir çiğ tanesi mi?
Niçin dağınık etraf?
Çok mu karmaşık düşünmektesin?
Düşüncelerini mi savurdun yoksa etrafa?
Topla kıyıyı köşeyi hemen, yalnızlığımız görmesin, bak ikimize de kızar
sonra.
Ağlıyor musun?
Al, umutlarımın yarısı senin olsun, yeter bana diğer yarısı.
Sus,
Lütfen sus, sus, sus...
Ağlama,
Yazık etme o zeytin gözlerine.
Hem bilmiyor musun ki sen, zeytinler ağlamaz!
Mustafa Katlanç

Zeytin Çiçeğim
Sana baharlar getirdim.
Çocuk yıllarımdan arttırdığım
bir dolu bahar.
Sana güneşler getirdim
Yaz sıcağım,
Zeytin çiçeğim,
sana güneşler.

Sana nice gülüşler getirdim,
ağlamakların arasından,
alın çizgisinden arta kalan.

Sana ömürler getirdim,
yitik yaşamlardan.

Sana sevişler, sevişmeler,
Sana baharlar, sana güneşler,
Sana yürekler getirdim.
Sımsıcak, memleket kokan yürekler.

Sana umutlar getirdim,
tek odalı yalnızlığımdan.

Sana, seni getirdim
Yaz sıcağım,
Zeytin çiçeğim...
Senden artan,
bende kalan seni.
Ebru İpek

 

 
ZEYTİN DENİNCE ZORLU AKLA GELİR
 
 
Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol